10 Mart 2011 Perşembe

Sorumsuzluk Üzerine Ergen Bir Yazı

Sorumsuzluk Üzerine Ergen Bir Yazı

Geçen gün perşembe akşamına acil lazım diyerek okuldan birinden -özel hakka saygı, isim veremeyeceğim- 5 bilemedin 6 soruluk bir röportaj için randevu istedim. “Olur, çarşamba öğlen arasında gel” dedi, gittim. On dakika bekledim, yok. Dersin başlamasına beş dakika kaldı, yine yok. N'apayım, bıraktım derse gittim. Ders çıkışında gittim, yine yok. Akşam mesai bitiminde buldum, maille at soruları ben yanıtlarım dedi. Maille yazdım gönderdim. Yok oğlu yok… Suçlayamam da insanları, herkesin işi çok. Mecburen elimde yazacak konu olmadan günü perşembe ettim. Konu yok diyerek kendimi kandırıyormuşum meğersem. İşte konu: sorumsuzluklar ve bu sorumluluk. Bilinç akışı.

            Ben söyleşi yapma sorumluluğunu üzerime almasam, söyleşi yapacağım kişi sorumsuzluk yapmasa ne güzel olurdu değil mi? Mademki olmadı, yetişkinleri azıcık eleştirmek için bana bahane çıktı. Onlar değil mi bize hep “Şöyle ol.”, “Böyle ol.”, “Şunu şu güne yap.”, “Şuraya gecikme.” gibi bir sürü öğüt, bir sürü emir veren? İyi örnek olmaktan bahsederler bir de. İnanmıyorum ben böyle şeylere. Benim önümde iyi örnekler var mı var; ama buyurun kötüleri de var, hem de en bana öğüt vereninden. Seçmek kimin elinde? Benim, senin, onun, bizim. İrademiz var bir kere. İlla da yetişkin olacak değiliz ya. Ergeniz sonuçta, en önemlisi insanız da: arada kendimizi salmışsak ne olacak? Toparlanıveririz. En azından biz bahaneler üretmek gibi bir dertle uğraşmıyoruz. Yapmadıysak, ergen ergen kavgasını ederiz “Yapmıycam, vaktim yok, zaman az, fazla zor…” diye. Kavga ettik de olmadı mı? Beyin bedava, bir yolunu buluruz elbet. (Sabahın köründe kalkıp ödev yapanlar, gece 1’e kadar sınavlara çalışanlar parmak kaldırsın!) Biz sorumluluğumuzu biliyoruz arkadaş, bilmiyorsunuz diyorsanız da hemen açıklayayım: kimimiz biliyoruz ama yapmamayı seçiyoruz, bilmiyor sanılıyoruz.
Aslında siz biz ayrımı yok bu yazıda, içinde bir ergen yatan yetişkinler de var nitekim. Çabuk kızanlar, tersleyip trip atanlar da var. Ama onlar da “Sorumluluklarının bilincinde ol, işini zamanında yap” derken tam bir ebeveyn oluyorlar. Bana işi zamanında ver, ben de yapayım. Bana işi yapacak zaman ver, ben cidden yaparım. Bana ne yapacağımı düzgün anlat, yapmayan…
10.sınıf koridorlarından ergen bir ses:
            Çok iş var, zaman yok.
            Ben işi yaptım, değerlendirip de dönüt yapan yok.
            Herkesin işi var. Anlayış! Empati! Sorumluluk! Saygı! Can sıkıntısı…

10. Sınıf Koridoru
Aliye Bihter Günal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder