14 Şubat 2011 Pazartesi

Evin Halleri Üzerine

"Evin Halleri" Üzerine

Behçet Necatigil’in “Evin Halleri” adlı şiiri 1953 yılında yayınlanan “Evler” adlı kitabından olup,  Necatigil’in “hasret burcu” olarak adlandırdığı, tahkiyeli anlatım şeklinden modern şiir tekniklerine geçiş dönemine denk gelmesine karşın; bu şiirde, şair açık bir dil kullanmış, çokgen şiirin özelliklerinden faydalanmamıştır. Şair, orta halli bir bireyin ömrü boyunca yaşadıklarını günlük yaşam sürecine indirgeyerek tahkiye unsurlarından faydalanmış, bireyin evden ayrılış ve evine geri geliş hikâyesini vermiştir. “Necatigil, şiirlerinde sembolist realist bir üslup kullanmıştır. O, orta yurttaşın gündelik yaşantılarını, duygu, düşünce ve hayallerini yani realiteyi sembolleştirme yoluna gitmiştir”(Çetin, 325). Şiirin merkezinde “ev” imgesinden, ev ve dış dünya arasındaki ilişkiden yararlanarak okuyucunun ev ifadesinden farklı anlamlar çıkarmasını sağlamaya çalışmış, orta yurttaşın yaşamını “ev” ile sembolleştirmiştir. Necatigil genelde “ev”i sıcağı-mutluluğu ve emniyetli olan mekânı; sokağı ise soğuğu-mutsuzluğu, tehlikeyi ve yorgunluğu betimlemek için kullanmaktadır.
Şiirin başlığı okuyucuya evin ve ev halkının içinde bulunduğu durumları hatırlatsa da “ev” hayat, insanlık veya kişi kelimelerinin yerine kullanılan imgedir. Şiir ev kelimesinin ismin hallerine göre çekimlenmesiyle beş bölüme ayrılmıştır. “Evin yalın hali” içinde insanın veya eşyanın bulunmadığı, sadece duvarlardan ve camlarından oluştuğu haldir. “Evin belirtme hali” olan ikinci bölümde özne sabah vakti ev halkının koşuşturmasını ve evin en huzurlu zamanını bırakıp çalışmaya gittikleri zamanı anlatırken üçüncü bölümde evin dışındakilerin gün boyu çalışmasını ve akşam vaktinde eve dönüşlerini anlatmıştır. Kişi –e halinde dışarının soğuk-mutsuz ortamındayken –de haliyle birlikte tekrar evine, sıcak ortamına döner. Şair, bu bölümde evi sıcak bir ortam olarak gördüğünün ipuçlarını “ısınmak” kelimesiyle vermiştir. Özne “evin –den hali”nde ise evin içindeki huzurlu ortamdan uzakta kalan, kendi evinde yalnız olan bireyi anlatmıştır.
Şiirin örtük anlamı incelendiğinde, “ev” imgesi aile ya da ailenin içinde yaşadığı yer olan görünen anlamından ayrılıp “birey/kişi” şekline bürünmüştür. Şiirin ilk bölümünde “yalın” ve “bomboş” anahtar sözcükleri yalnızlık duygusunun ortaya çıkmasını ve okuyucunun şiire bir boşluk hissiyle ve bu boşluğu dolduracak şeylerin arayışıyla bakmasını sağlamıştır. Yalın hal, okuyucuya evin/kişinin en saf ve en boş hali olan bebeklik veya çocukluk dönemi anımsatmaktadır. Bu dönemde kişinin benliğinin boş olduğu “Camlarında perde yok/Bomboş ev”(Necatigil, 82) dizesiyle aktarmıştır. Şair “perde” kelimesini giz, örtü anlamında kullanarak imgesel bir anlatımda bulunmuş, saklanacak bir durumun, kişinin benliğinde gizlenecek şeylerin bulunmadığı belirterek boşluk durumunu desteklemiştir. “İster cüce, ister dev”(Necatigil, 82) dizesinde şair, “cüce” ve “dev” kelimeleri arasında tezat oluşturarak öznenin anlattığı çocuğun bilincine ne konursa konsun zihni dolabilecek bir halde olduğu belirtmiştir. Okuyucu “Bomboş, ev”(Necatigil, 82) dizesini sıfat tamlaması olan “bomboş ev” şeklinde okunduğunda evin ve ev ifadesinin temsil ettiği kişinin boş olduğunu anlayabilirken bu iki kelimeyi “bomboş: ev” şeklinde okuduğunda ise evin yerine insan kelimesi konduğunda sadece insan olduğunu, benliğin boş ve saf olduğunu anlayabilir. Bu bölümde şair, yine evin saf halini vererek yalınlık durumunu ve çocukluğun çağrışımını desteklemiş, ev imgesine bilinci boş olan, yeni doğmuş bir çocuk anlamını yüklemiştir.
            “Evin –i hali”nin “sabah” olarak belirtilmesi ve yalın halden sonra gelmesi, okuyucuya yalın halin gece gibi üstü kapalı, gizli olduğu izlenimini verir. “Sabah” kelimesi gün ışığının belirmesini çağrıştırdığı için evin belirtme durumunu pekiştirir niteliktedir. “Uykuların tatlandırdığı sularda/Bırakacaksınız evi”(Necatigil, 82) dizeleri yalın haldeki çocukluğun verdiği rahat havadan çıkıp yoğun tempoya atılma halini, gecedeki(çocukluktaki) uyku halinden sabahın gelmesiyle beraber uyanışı(değişimi), yani okuyucuya kişinin gençliğini çağrıştırır. Bölüm genelinde “ı, i”  dar ünlülerinin asonansı okuyucuda coşku halini belirmesini sağlarken “haydi!” anahtar kelimesi coşku halini destekler niteliktedir. Şair, “bırakacaksınız”  ifadesiyle özneyi, kişiyi cesaretlendirmeye çalışan bir karakter olmaktan uzaklaştırıp despot bir hava içine sokarak kişinin karşısına çıkan ya da çıkacak olan zorunluluklar-zorluklar kimliğine büründürür.
“Evin yönelme hali” gençlik zamanındaki kişinin kafasında belirenlerden birine yönelip meslek edinmesini temsil eder. Necatigil bu bölümde çalışan insanı, kendi deyimiyle “küçük adam”ı vermiştir. Burada bahsi geçen kişinin çalışan biri olduğunun ipucunu “emektar deve” ifadesi vermektedir. Aynı zamanda “emektar” ve “yılların yorgunluğu” ifadeleri kişinin çalışma hayatının zorlu bir süreç olduğunu gösterirken “gün boyu” ifadesi belirtilen zamanın hayatının en büyük kısmını kapladığını ve orta yaş dönemine denk geldiğini göstermektedir. Bu bölümde özne “ha gayret” ve “Akşam erkenden eve”(Necatigil, 82) ifadeleriyle okuyucuyu ve “orta yurttaş”ı yüreklendirmektedir. Bu bölümde başta –e haliyle yönelilen, zorlukları temsil eden işken; bölümün sonunda “eve dönüş”, huzurlu ortama yönelmeyi simgelemiş, yoğun temponun bitişinin, emekliliğin sinyalini vermiştir.
Bulunma hali kişinin evin içinde bulunduğu, emekli olduğu zamandır. “Sönmüş yıldızlar” ifadesi kendi içinde tezat barındırmaktadır: yıldızın sönmesi olumsuz bir durumu, gençliğin bitmesini ve yaşlılık dönemine geçişi çağrıştırırken bu bölümde çalışma hayatındaki huzursuz ortamın geçişini, dinlenme ve huzur bulma halini belirtmek amacıyla kullanılmıştır. “Isınmak ocaktaki alevde”(Necatigil, 82) dizesi Necatigil’e göre saadeti, evde huzurlu, sıcak ortamın olduğu zamanı gösterir. Burada “ocak” kelimesi okuyucuya “baba ocağı”nı anımsatarak aile ilişkilerinin düzenli olduğu bir evi anımsatmaktadır. Necatigil evcimen bir insandır ve evdeki huzurlu ortama verdiği önemi bu bölümde “ışıklar” ifadesiyle yansıtmıştır.  Evin –de halinde “ı,i” seslerinin asonansı “ışıklar” ifadesini vurgularken “a,e” geniş ünlülerinin asonansı ise kişinin emeklilik zamanındaki rahat ve huzurlu ortamını belirtir. “Işıklar varsa evde”(Necatigil, 82) dizesinde yalnızlığı, yaşlılığı ve hayatın son buluşunu simgeleyerek özne, evde her zaman huzur olmayabileceğini hatırlatmış, karamsar bir hava yaratmıştır.
            Beşinci bölümde özne ışıkların söndüğü, evdeki saadetin son bulduğu dönemi “Evin   –den hali, uzaksınız,/Hatta içinde yaşarken”(Necatigil, 82) dizelerinde ev imgesini “hayat” yerine kullanarak ve ışıklar yoksa kişinin yaşıyorken bile hayattan, huzurdan uzak olduğunu belirterek aktarmıştır. “Aşkların, ölümlerin omzunda/Ayrılmak varken evden”(Necatigil, 82) dizeleri omuzda taşınan tabutun içindeki bedenin evden çıkarılmasını, evi terk etmesini okuyucunun gözünün önüne getirir. “Ayrılmak” ve “uzaksınız” kelimeleri ayrılma durumunu desteklemektedir. Son bölümde yalın haldeki boşluğa dönüş evin içindeki hayatın sona ermesi ile olmuştur. Şiirin bütün bölümlerinde evin içinde bulunduğu hale göre her bölümün ikinci ve dördüncü dizelerinin son kelimesi çekimlenmiş ve bu şekilde şiirde ahenk yaratılarak okuyucunun bölümde belirtilen durumun benimsemesi sağlanmıştır.
            Behçet Necatigil’in “Evin Halleri” adlı şiiri Necatigil’in “ev”e yüklediği anlamları ve Necatigil’in şiirlerinde genel olarak kullandığı “orta halli insan”ın yaşayışını evin içi ve dışı arasındaki ilişkiden yararlanarak göstermiştir. Şiir okuyucuyu sahip olduğu ailevi değerler ve yaşamın gidişatı hakkında düşündürmektedir. “Evin Halleri” ile ailenin içinde bulunduğu durumlar verilip evcimen insanın ailesine bağlı yaşayışının ardından ailevi değerlerden uzakta kalışı hayattan kopma olarak aktarılmıştır.

                                                                                                                                 
Kaynakça
Çetin, Nurullah.“Behçet Necatigil”. Ankara: Başbakanlık Basımevi, 1997.
Necatigil, Behçet. “Sevgilerde”. İstanbul: Can Yayınları, 2007
Şişmanoğlu, Şehnaz. “Behçet Necatigil ve Şiirin Ev Hali”. Ankara: Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, 2003

             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder